Bitkiler Rengini Nereden Alır? Renkli Bir Soru, Renkli Bir Cevap!
Günlük hayatın içindeki renkler, biz farkında olmasak da aslında bizi oldukça etkiliyor. Mesela, sabah işe gitmek için uyanıp pencerenin perdesini çektiğinizde dışarıda gördüğünüz mavi gökyüzü, ruh halinizi anında değiştirebilir. Oysa, bir otobüs durağında sıkışıp kaldığınızda, karşıdan gelen kırmızı ışık size “bugün de uğurlu günüm değil galiba” dedirtebilir. Yani, renklerin psikolojik etkisi bir yana, bitkiler de bu renk işine nasıl dahil oluyor? Bitkiler rengini nereden alır? Şimdi bu soruyu, gündelik hayattan biraz mizahi bir bakış açısıyla ele alalım.
Doğaya Daldım, Ama Bitkiler Beni Çekiştirdi
Geçen gün, İzmir’de bir parka gitmiştim. Hani, hepimizin gittiği o parklar vardır ya, biraz yürüyüş yapalım dedikçe, ayaklar biraz daha ağırsızlaşır, güneş biraz daha keser, bir bakarsınız 20 dakikada 5 kilometre gitmişsiniz. Ben de o parklardan birindeydim, bir yandan bitkileri gözlemeye çalışırken bir yandan da birçoğunun neden bu kadar yeşil olduğunu düşündüm.
Bir arkadaşım birden bana döndü ve dedi ki: “Ya sen hep böylesin. Her şeyin cevabını vermek zorunda mısın?” Ben de içimden, “Bir dakika, bu bitkiler gerçekten niye bu kadar yeşil?” dedim. Neyse, iç sesime şöyle bir göz attım ve evet, bitkiler rengini nereden alır sorusu çıktı aklımdan. O an oradaki bir ağaçtan daha ciddi bir soru sordum kendi kendime.
Klorofil: Yeşilin Yıldızı!
Evet, şimdi daha bilimsel bir açıya girelim. Bitkiler rengini klorofilden alır. Klorofil, bitkilerin fotosentez yapabilmesi için hayati bir moleküldür. Yani, bitkiler ışığı alıp enerjiyi yakalayabilmek için klorofil kullanır. Bunu gerçekten de bir bilimsel açıklama gibi söylüyorum ama ben de arkadaşım gibi “ya şimdi ne anlatıyorsun, biraz espri de yap” diye düşünmeye başladım. Klorofil olmasa, her şey simsiyah olurdu ve biz hala bitkiler için “Yeşil mi? O da ne?” diye soruyor olurduk.
Ama en komik kısmı şu: Eğer klorofil, bu kadar önemli bir görev yapıyorsa, neden yeşil renk? Hani şuraya biraz da kırmızı, mavi katmasak mı? Tamam, yeşil mantıklı çünkü doğada en çok bulunan renk o, ama niye başka renk değil? Gerçekten, doğanın bazen bizlere neden böyle tuhaf işlediğini anlamak zor oluyor. Ama olsun, yeşil güzel ya, sağlık belirtisi, huzur, doğa… Neyse, uzatmayalım, konuyu biraz eğlenceli hale getirelim.
Biraz Kimya, Ama Şöyle Sade Olsun
Bitkiler neden sadece yeşil renkli olur, onu anlayabilmek için biraz daha derine inelim. Klorofil, güneş ışığındaki mavi ve kırmızı ışığı emiyor. Ama yeşil ışığı yansıtıyor. Yani, aslında bu, bitkilerin “ağır işçiler” gibi çalışıp, geri kalanını bizim için bıraktığı bir durum. Bunu anlamak, biraz kafa karıştırıcı olabilir, ama şu şekilde hayal edelim: Bitkiler, güneşin ışığını alıp, çalışarak enerjiyi depo ediyor. Ama enerjinin çoğunu bizim görmemize izin vermiyor. Hani, o çalışkan ama her zaman “Yaşasın, kazandım!” diye bağırmayan tipler vardır ya, işte bitkiler de böyle. Kimse “Yeşil ışık” diyip, tüm ışığı hakediyor gibi davranmıyor.
Çiçekler Neden Kırmızı, Sarı ve Mor?
Bir dakika, dedim, şimdi de çiçekleri düşünelim. Onlar neden farklı renklerde? Yani, çiçeklerin içinde klorofil yok mu? Hadi, biraz düşündüm… Çiçekler, aslında bitkilerin bir çeşit “reklam” aracıdır. Ne demek mi istiyorum? Çiçekler, renkleriyle arıların dikkatini çekerler. Arılar da o renkleri görüp, çiçeklerin polenini taşıyarak başka bitkilere ulaştırırlar. Yani, çiçekler aslında “Bakın beni buldunuz, size güzel çiçeklerim var!” diye bağırıyorlar. Bu biraz da reklam gibi, değil mi? Ve evet, reklamda her zaman dikkat çeken renkleri seçmek gerekir, mesela sarı, kırmızı, mor… Çiçeklerin rengini bu kadar güzel tasarlamak, doğanın en güzel stratejilerinden biri.
Bitkiler Rengini Nereden Alır? Kısaca
Özetle, bitkiler rengini doğanın bilimsel mantığına göre alır. Klorofil, yeşilin ana kaynağıdır ve bu renk, bitkilerin güneş ışığından faydalanmasını sağlar. Çiçekler ise biraz daha stratejik ve farklı renklerle bizi kendilerine çekerler. Kimse bir çiçeğe bakıp da “Aman, senin rengine bak!” demiyor, ama bir arı, çiçeği görebilecek kadar duyarlı. İşte doğa, her şeyin dengede olduğu harika bir dünya. Bizse bazen, ağaçları görmek yerine, onlara takıldığımız renkleri sorguluyoruz.
Neyse, bir gün yine kafayı takıp doğaya daldım ve belki de “Bitkiler rengini nereden alır?” sorusuna yanıtı tamamen çözdüm. Ama bir dahaki sefere, belki daha komik bir açıdan yazacağım.